Hırsız evin içindeyse kilit bir işe yaramaz

-
Aa
+
a
a
a

20 Şubat 2006İsmet Demirdöğen

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Hakkâri, Yüksekova ve Şemdinli'deki patlamalar için 'Hırsız evin içinde' dedi. "Kilit bozuk" diyen Uzun, olaylarda kullanılan patlayıcıların bu nedenle yakalanamadığını söyledi. Olayları 'yerel bir disiplinsizlik' diye değerlendiren Sabri Uzun, 30 Ağustos 2004'te Jandarma Genel Komutanlığı'na atanan orgeneral Fevzi Türkeri'nin göreve başlamasıyla 'bu tür disiplinsizliklerin Ankara'da yaşanmadığını' belirtti.

Komisyona ifade verdi Şemdinli'de 9 Kasım günü eski PKK hükümlüsü Seferi Yılmaz'a ait Umut Kitabevi'ne bomba atılmasından sonra jandarma astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş'in, jandarmaya ait sivil plakalı araçta yakalanması üzerine kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, 2 Şubat'taki toplantısında Emniyet istihbaratının başındaki Sabri Uzun'u dinledi. Komisyon üyeleri, tutuklanan astsubaylar Kaya ve İldeniz'in 'Seferi Yılmaz'a bir koli gelecekti, onu almaya gittik' şeklinde basına yansıyan savunmalarını, Şemdinli'de 1 Kasım'da meydana gelen ve 150 kilo patlayıcının kullanıldığı büyük patlamayla birlikte toplam 18 patlamanın nedenini, Yüksekova'da Şemdinli olaylarını protesto gösterisinde öldürülen üç kişinin cenazesinde jetlerin alçaktan uçuşunu da içeren sorularıyla Uzun'dan bilgi aldı. Uzun'un, komisyon üyelerine verdiği yanıtlar şöyle: Seferi Yılmaz izleniyor muydu? Bizim hedefimiz değil. Hakkâri istihbaratının da değil. Örgütle ilişkisini bulamadık. Bize göre yok. Jandarmada varsa bize bildirmek zorunda. Hakkâri Valisi'nin, Emniyet Müdürü'nün, İstihbarat Şube'nin bilgisi olmayacak, böyle bir operasyon yapılacak. O zaman bir keşmekeş çıkar. İnsanlar (Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş) Hakkâri'den Şemdinli'ye operasyona gidiyor, ama bundan vali, Emniyet müdürü ve istihbarat şubesinin haberi yok. Veya bilgi verilmiyor. Böyle bir şeyi kabul edemem. Eğer bir koli gelecekse takibini yapacağım. Jandarma, Seferi Yılmaz'ı böyle yakalasaydı, kanunsuz dinleme olur beraat ederdi. İstihbaratın yakalama yetkisi yok. Ankara ve İzmir valileri jandarmaya önce yetki verip sonra kanunsuz diye iptal etti. Söke'de bir mahkeme de istenilen takip ve yakalama yetkisini vermedi. Hakkâri, Şemdinli ve Yüksekova'da meydana gelen patlamalar. Yerel bir disiplinsizlik. Örgüt bazı olayları üstlenmiyor. Kuşadası'nda olduğu gibi bazen yaptıklarını da üstlenmiyor. Olabilir. Beklenmedik sonuç vardır. Başka birisi eylem yapıyordur burada. Bu da bizi şüpheye götüren şey. Olayların sayı sıklığı, örgüt disiplinine uymayışı bizi tedirgin etti. Normal değil. Bir yerde olay yükseliyor, başka yerde çok düşük seviyede. Bir anormallik var. Halktan insanlar zarar görmediği halde örgütün üstlenmediği olaylar var. Demek ki şüpheli bir durum var. Yani başka bir güç bu anormalliği yapıyor. Bunlar önceden haber alınıp önlenemez miydi? Hırsız evin içinde olursa kilit işe yaramaz. Dünya Barış Günü ve Kadınlar Günü'nde örgütün hiç bombası yok. Burada Barış Günü'nde bomba patlıyor. İmralı'ya gidecek otobüse bomba ve sahibine tehdit var. Cemaatlerden biri dershane yeri kiralamış. Oraya saldırı olmuş. Örgüt-cemaat savaşı gibi bir anlam taşıyor. Şimdiye kadar buna tesadüf etmedim. Roj TV'de olaydan 5-10 dakika sonra haber yapılmış, planlıymış... Soran makama böyle olmadığını, haberin saat 20.00'de verildiğini söyledik. Basın, güç odaklarından söz ediyor. Basın da var mı acaba bu güç odaklarının içinde? Eğer yerel bir disiplinsizlikse, ulusal basında bunun haberi çıkmaz. Ankara bu disiplinsizliğin hiçbir yerinde yok. Eğer Ankara bu işin bir yerinde olursa ulusal basın örgütün aleyhine kullanılır, eylemlerin meşrulukları konusunda. Böyle bir şey yok. 30 Ağustos 2004'ten bu tarafa yok. Bu tarih Jandarma Genel Komutanı' nın göreve geliş tarihidir. O (orgeneral Fevzi Türkeri) göreve geldikten sonra, ben bu tür çeteleşme görmedim, hissetmedim. Hüsrev Kutlu'nun (AKP milletvekili) bir haberi çıktı. Cemaat iftarında. Gazeteci orada mıydı? Birisi servis yapıyor. Cepheden çekmiş biri. Devlet Ankara'da kirlendiği zaman basında böyle haberler çıkar. 30 Ağustos 2004'ten sonra Ankara bu kirliliğin içinde yok. Jandarma için söylüyorum. Bu disiplinsizlikleri nasıl önleriz? Meclis'te böyle bir irade varsa önlenir. Bundan daha büyük irade yok. Bu olaylarla ilgili istihbarat yaptınız mı? Bugüne kadar bu tür olaylarla ilgili kimseyi karalamamak için istihbarat yapmadık. Bugünkü mantığım olsaydı yapardım. İstihbarat eksiği mi vardı? Benim istihbarat sorunum yok. 8 Kasım günü Hakkâri'de 7.5 kilo C-4 almışız. İstihbaratı paylaşmada sorun var mı? Polis, MİT ve Jandarma istihbaratı arasında sorun yok. Şemdinli olayı? O istihbarat olayı değil. Bu olayı nereye oturtacağız? Faili olan kişiler oturtacak. İtirafçı kullanımı? Benim istihbarat birimlerimde itirafçı yok. Bunlar dağda tetik çekmekten gelen adamlar. İstihbarat akıllı adam işidir. Şemdinli kaçakçılık bölgesi. Herkes birbirinin ne yediğini bile bilir. Yöreyle alakası olmayan orada istihbarat yapamaz. Ayrıca operasyonel amaç varsa özel harekât gerekirdi. Ben bunun adını koyamam. Termal kamerayla izlenen yere 1 Kasım'da 150 kilo patlayıcı nasıl girdi? Yani kilit bozulmuş efendim. Evin içinden olursa her şey girer. Bölgeden eroin de geçiyor. Türk polisi Avrupa'da yakalanan eroinin yüzde 30'unu yakalıyor. 1 Ocak' tan beri Türkiye'de, Van, Diyarbakır, İzmir ve İstanbul'da 81 kilo plastik patlayıcı yakaladık. Bunlar tamamen PKK'nın. Oraya (Şemdinli) girse de yakalanır. Niye yakalanmadı? Orada kilit bozuk efendim. Kim soktu? Ben bir hüküm veremem. Adaba aykırı. Ama fotoğrafı yan yana koyun, görünüyor. Avlunun kilidi de bozuk mu? Hayır. Bu lokal bir olay. Genel değil. Genel olsa söylemekte sakınca görmem. Söylerim, derim ki önlem alın, ülke çeteleşiyor. Devlet içinde yasaya uymayanlar meşru mu olacak? Nereye kadar meşru olacak? Astsubayı tanıdığını söyleyen bir general (Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt) var. Generali tartışmam. Uygun düşmez. İhtilaller, gözaltına alınan cumhurbaşkanları, asılan başbakanlar var. Atatürk'ün iltifat ettiği bir Cumhurbaşkanı gözaltına alınmış. Şemdinli o zaman da vardı. Yüksekova'da jetlerin alçaktan uçuşu gözdağı mı, psikolojik harekât mı? Parlamento sorgulamalı. Kalkınmış bir ülkede var mı? Yani biz niye ilkeliz, vatandaşımıza böyleyiz? İyi niyetle, dürüstçe görev yaparsak, hiç kötü olmaya gerek yok. Bu olay boyumun üstünde bir şey. Patlamalar niye bitti? Susurluk raporunda, 3 Kasım'da faili meçhullerin bıçakla kesilir gibi durduğu belirtiliyor. Hakkâri'de de bu olaydan sonra patlama yok. Olmaz da. TBMM el koyarsa olmaz. Bu irade bunu engelleyecek güçte. Bizim ekonomik aktörlerimizi, (Polis yardım sandığı ve diğerleri) elimizden alın, düzene gireceğiz. Yüksekova çetesi vardı... Rütbe durumlarına bakın. Terfi edilecekse operasyonlar oluyor.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=179204